Kırık kalp sendromu nedir

Kırık kalp sadece ruhu değil vücudu da derinden etkiliyor. Yayınlanan yeni bir rapora göre; yaşanan duygusal kayıplar, kalp krizine benzer semptomları tetikliyor. Doktorlar bu duruma ‘kırık kalp sendromu’ adını veriyor.

ABD’deki Brown Üniversitesi ve Miriam Hastanesi’nin yürüttüğü ortak çalışmada, eşler arasında yaşanan tartışmalar, ayrılık acısı ya da alınan kötü bir haber gibi duygusal sarsıntıların ‘kırık kalp sendromu’ adı verilen yeni bir fiziksel rahatsızlığa neden olduğu bulundu. 2004 ve 2008 yılları arasında hastaneye ‘kırık kalp sendromu’ tanısı konan 70 kişi başvurdu. Başvuranların üçte ikisinin, şikayetleri başalamadan önce önemli duygusal ya da fiziksel strese maruz kaldığı görüldü.

Hastaların hepsinde de kalp krizi kurbanlarında görülen göğüs ağrısı ve nefes daralması ortak şikayet olarak görüldü. Beşte biri ciddi tıbbi tedaviye ihtiyaç duyan 70 hastayı inceleyen doktorlar, hiçbirinde uzun süreli kas hasarına ya da ritim değişikliğine sonucu kalp krizine neden olan herhangi bir fiziksel bulguya rastlamadı.

Elde edilen verileri Amerikan Kardioloji Dergisi’nde değerlendiren uzmanlar ‘kırık kalp sendromu’ olarak değerlendirilebileceğini yazdı. Her ne kadar hastalığı tanımı 1990’lı yılların başında Japon doktorlar tarafından yapılsa da elde edilen son veriler ‘kırık kalp sendromu’ hastalığı için temel verileri ortaya koyuyor.

Stres hormonları kalbi yıpratıyor

Uzmanlar kırık kalp sendromuna neden olarak, yaşanan duygusal yıpranmanın tetiklediği stres hormonlarının kalbi zayıflatması ya da şok etkisi yaratmasını gösteriyor.

Çalışmanın yürütücüsü Dr. Richard Regnante elde ettikleri sonuçlar için şunları söyledi: “Kardiologlar için kırık kalp sendromunun teşhis ve tedavisi zor olabilir. Her ne kadar öğreneceğimiz daha çok şey varsa da hastalara yine de ilk 48 saat içinde yapılan kritik müdahaleler ve ilaç tedavisi ile kırık kalp sendromunun çok nadir ölüme neden olduğunu söyleyebiliriz”

Çalışma aynı zamanda, kalp krizi vakaları genelde kışın yoğunlaşırken ‘kırık kalp sendromu’na daha çok bahar ve yaz aylarında rastlandığını da gösterdi. Ancak uzmanlar bu durumu henüz açıklayamıyor.

YORUMLAR

Siz de konu hakkındaki görüş ve düşüncelerinizi bize iletebilirsiniz.

İsim (zorunlu)

E-posta (yayımlanmaz) (zorunlu)