Hepatit B, AIDS’ten daha tehlikeli

Tedavi edilmezse bulaşıcı ve öldürücü olabiliyor.Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji-Hepatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kendal Yalçın, ”Hepatit B erken tedavi edilmezse siroz ve kansere yol açarak AIDS virüsünden daha bulaşıcı ve öldürücü komplikasyonlara neden olabiliyor” dedi.

Yalçın, ”Hepatit B’de Erken Teşhis ve Tedavi Yöntemleri” konulu konferansta yaptığı konuşmada, Hepatit B virüsünün, kişiden kişiye kan yoluyla, cinsel yolla ve anneden bebeğe bulaşabilen, karaciğeri enfekte eden bir virüs olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Yalçın, Hepatit B enfeksiyonunun akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrıldığını belirterek, ”Akut Hepatit B, birkaç haftadan birkaç aya kadar sürebilir ve enfeksiyonu kapan kişi genelde iyileşir. Kronik Hepatit B ise karaciğer kanseri dahil, ciddi karaciğer hastalıklarına yol açan ve ömür boyu sürebilen bir hastalıktır.

Virüs ile enfekte olmadığınız sürece, Hepatit B’yi önlemek mümkündür. Eğer virüsü taşıyorsanız ve aktif bir karaciğer hastalığınız mevcutsa, buna yönelik Hepatit B tedavileri bulunmaktadır. Hepatit B erken tedavi edilmezse siroz ve kansere yol açarak AIDS virüsünden daha bulaşıcı ve öldürücü komplikasyonlara neden olabiliyor” dedi.

Türkiye’de 3 milyon hepatit b taşıyıcısı var.

Yalçın, dünyada 2 milyar, Türkiye’de ise 3 milyon kişinin Hepatit B virüsü taşıdığını bildirerek, Türkiye’de 1990’lı yıllarda 4,5 milyon olan virüslü sayısının, aşılama kampanyalarıyla 3 milyona düştüğünü söyledi.

Birçok insanın hastalığının farkında olmadığına, farkında olanların da toplumdan soyutlanma kaygısıyla hastalığını gizlediğine dikkati çeken Yalçın, Hepatit B hastalığıyla mücadelenin kolay olduğunu ancak ülkede bu hastalıkla ilgili bilinçlenme konusunda istenen mesafenin alınamadığını belirtti.

Yalçın, orta ve batı Anadolu’da taşıyıcılığın yüzde 3-5, hepatit B virüsü ile karşılaşma oranının ise yüzde 50’den az olduğunu vurgulayarak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise taşıyıcılık oranı yüzde 7, bu virüs ile karşılaşma oranının ise yüzde 50’den fazla olduğunu bildirdi.

Yalçın, şu bilgileri verdi:

”Ülkemizde gerçekleştirilen aşılama kampanyası ile Hepatit B taşıyıcılığında yarıya yakın bir azalma sağlandı. Buna rağmen hastalığın bulaşma riskine karşı yeterli bilincin oluşması önemli. Hastalık, kan, cinsel yolla veya anneden çocuğa geçebiliyor. Dövme yaptırmak, başkasının tıraş malzemelerini ya da diş fırçasını kullanmak, hastalığın yayılmasına yol açıyor.

Hepatit B’nin en belirgin belirtileri halsizlik, bitkinlik, hafif ateş, baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma, kabızlık, ishal, karın ağrısı, deri ve gözlerde sararma, idrarda koyulaşmadır. Hamilelikte Hepatit B testi yaptırmak gerekli. Tüm kadınlar Hepatit testi yaptırmalıdır. Eğer test pozitif ise hamilelik dönemi ya da doğum sırasında virüs bebeğe geçebilir.

Ancak doğumdan hemen sonra bebeğe yapılacak aşı ve serumlarla Hepatit B’li annenin doğum sırasında virüsü bebeğine bulaştırma riski önemli oranda ortadan kalkar. Doğum sırasında anneden Hepatit B bulaşmış olan bebeklerde yüzde 95 oranında bir olasılıkla kronik Hepatit B gelişir. Hepatit B taşıyıcısı anne, bebeğini emzirebilir, aşı yaptırabilir.”

Yalçın, Hepatit B virüsü taşıyan hastaların SGK’ya bağlı kuruluşlarda ücret ödemeden aşı olabildiklerini ifade ederek, toplumdan soyutlanma korkusuyla hastalığın gizlenmemesi gerektiğini söyledi.

YORUMLAR

Siz de konu hakkındaki görüş ve düşüncelerinizi bize iletebilirsiniz.

İsim (zorunlu)

E-posta (yayımlanmaz) (zorunlu)