Gelir seviyesi artışı organ bağışına engel

8. Ulusal Hepatoloji Kongresi’nde karaciğer hastalıklarındaki gelişmeler ele alındı ve organ bağışının önemine bir kez daha vurgu yapıldı. Kongre sonrasında yapılan açık oturuma katılan ve organ bağışı konusunda konuşan uzmanlar, organ bağışının medyada yeterince duyurulmadığından yakındı.

“Okuyan değil, izleyen bir toplumuz” diyen Gazeteci-Yazar Fikret Bila, organ bağışının televizyonlarda yer almasının toplumun teşvik edilmesi açısından önemli olduğunu söyledi.

Kalıplaşmış inançlar gereğince insanların organ bağışında bulunmaktan kaçındığını söyleyen Bila, “Bu konuya Sağlık Bakanlığı kadar Diyanet İşleri Başkanlığı da duyarlı olmalıdır. Camilerde hutbelerde bu konuya yer vererek organ bağışına katkıda bulunabilir” diye konuştu.

Prof. Dr. Zeki Karasu ise bu konuda Fikret Bila’nın aksini düşündüğünü belirterek, yaptıkları anketlerde gelir düzeyi ve eğitim seviyesi yüksek olan kişilerin daha az organ bağışında bulunduğunu, gelir seviyesi ve eğitim düzeyi düşük olanların ise organ bağışına daha olumlu baktıklarını kaydetti.

Türk Karaciğer Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Tözün’ün obezitenin yağlı karaciğer hastalığında etkili olduğunu ve geleneksel beslenmenin terk edilmesinden kaynaklandığını söyledi.

Prof. Dr. Ulus Salih Akarca ise birçok hastalıktan korunmak için diyete önem verilmesi gerektiğini belirterek, “Obezite git gide sorun haline geliyor. Toplumda buna karşı bir duyarlılık oluşturulması gerekiyor” dedi.

Konuşmacılardan Hakan Bozkaya, toplumda bitkisel ilaçlara karşı, “Kökü nasıl olsa bitkisel, bundan zarar gelmez” gibi bir yanlış kanaat olduğunu, bitkisel ilaçların Sağlık Bakanlığı’nın denetiminden değil, Tarım Bakanlığı’nın denetiminden geçtiğini, o yüzden yeterli onayı almış olmadığını söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuya önem vermesi gerektiğini dile getiren Bozkaya, aktar ve bitkisel ilaç satan mağazalardan tedavi yoluna gidilmemesi gerektiğini ifade etti.

Gazeteci-Yazar Fikret Bila ise, bitkisel ilaç alırken aktarların tercih edilmesini, toplumun inancına bağladı. Genellikle kırsal kesimlerde uzak olmasından dolayı bazen doktor yerine bu bitkisel ilaçlarla şifa arandığını belirten Bila, halkın bu sebepten dolayı aktarlardaki bitkisel ilaçlara yönelebildiğini kaydetti.

Mantarlara dikkat edin

Karaciğer hastalığı ile ilgili çeşitli konuların tartışıldığı açık oturumda ayrıca, vatandaşların mantarlardan uzak durması gerektiği uyarısı da yapıldı. Türkiye’de yaklaşık 4 bin çeşit mantar olduğunu belirten Prof. Dr. Zeki Karasu, bu mantarların 200 tanesinin zehirli olduğunu söyledi. Kırsal kesimlerde yaşayan vatandaşların genellikle mantarlara ilgi gösterdiğini söyleyen Karasu, marketlerde satılan mantarların ise rahatlıkla yenilebileceğini ifade etti.

Karaciğer kanseri her hastanın kaderi değil

Karaciğer kanserinin de tartışıldığı açık oturumda ayrıca, karaciğer kanserinin, her karaciğer hastasında görülemeyeceği vurgulandı. Karaciğer kanserinin önlenebilir bir kanser türü olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ulus Salih Akarca, “Karaciğer kanseri elbette her karaciğer hastasının kaderi değildir. Ama her hasta da karaciğer kanseri olacakmış gibi yakından takip edilmelidir” diye konuştu.

YORUMLAR

Siz de konu hakkındaki görüş ve düşüncelerinizi bize iletebilirsiniz.

İsim (zorunlu)

E-posta (yayımlanmaz) (zorunlu)