Bağışlanan kanlarda hastalık kapma riski var

Türk Kızılayı’ndan Dr. Gökay Gök, bazı insanların test yaptırmak amacıyla kan bağışında bulunduğunu belirterek, ”Kan ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların ilk dönemlerinde test sonuçları temiz görünmesine karşın hastalığın diğer insanlara bulaşma riski olduğu unutulmamalı” dedi.

Türkiye’de kan bağış oranındaki artışa karşın, kan bağışlamanın önemine ilişkin bilincin yeterince yayılmadığını söyleyen Ege Bölgesel Kan Merkezi Müdürü Dr. Gökay Gök, dönemsel kampanyalar ile gönüllülük esasına dayalı çalışmalarla vatandaşlara kan bağışının önemini anlattıklarını ifade etti.

Dr. Gök, ”Kan bağışını teşvik edici kampanyalar ve eğitim faaliyetlerini düzenli şekilde hayata geçiriyoruz. İnsanların her türlü iyi niyetli katkısına karşın halen Türkiye’nin ihtiyacı olan kan stokları sağlanamıyor” diye konuştu.

Türk Kızılayının faaliyetleriyle kan bağışının önemine ilişkin tanıtım ürünlerini tüm kurum ve kuruluşlara ulaştırmaya çalıştıklarını kaydeden Dr. Gök, yine de insanların belirli konularda önyargıları bulunduğunu bildirdi. Vatandaşlık görevi olan kan bağışının bazı kimselerce farklı amaçlarla kullanılmak istendiğine dikkati çeken Dr. Gök, şunları kaydetti:

“Kızılay’a kan verelim, bedava test yaptıralım” mantığı

”Bağışlanan tüm kanlar belirli tarama testlerine tabi tutuluyor. Bazı insanlarda ‘Türk Kızılayına kan verelim, bedava test yapıyorlar, hastalık varsa çıkar’ zihniyeti yaygın. AIDS ve Hepatit gibi kan ve cinsel yolla bulaşan hastalıklarda, tespit edilebilir hale gelene kadar, tanı konulamayan pencere dönemi var. Bazı hastalıkların ilk dönemlerinde kişinin test sonuçları temiz görünmesine karşın hastalığın diğer insanlara bulaşma riski bulunduğu unutulmamalı. Kan verme işlemi öncesi doldurulan formlara doğru yanıtları vermek çok önemli. Bu kanı bebekler, hastalar hatta belki kan bağışçısının ailesi kullanacak. Bağışçılardan, şüpheli durumları bulunması halinde bir süre
bekledikten sonra kan vermelerini istiyoruz.”

Hastalık kişiyi etkilemeden başkalarına bulaşabilir

Dr. Gök, hiçbir kanın yüzde 100 güvenli olmayacağını, en güvenilir kanın düzenli bağışçılardan alınan kan olduğunu bildirdi. Kan ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların kişi üzerindeki etkilerinin zaman içinde ortaya çıktığını kaydeden Gök, şöyle konuştu:

”Korunmadan ilişkiye girip hastalık kapan insanlarda hastalık belirtileri yıllar sonra ortaya çıkabilir. Ama hasta 25 gün sonra başkalarına hastalık bulaştırır. Kan ve cinsel yolla bulaşan bir hastalık kapıldıktan 25 gün sonra, testlerde görünmemesine rağmen kan verildiğinde hastalık, kandan üretilen ürünlerin nakledildiği insanlara da bulaşacaktır. Risk çok büyük. İzmir’de Türk Kızılayın verdiği kanla AIDS’e yakalanan küçük Y.O’yu herkes biliyor. Bu çocuğun ne günahı var? Hastalık şüphesi taşıyan insanların belirli bir süre geçmeden kan vermemesi gerekiyor.”

YORUMLAR

Siz de konu hakkındaki görüş ve düşüncelerinizi bize iletebilirsiniz.

İsim (zorunlu)

E-posta (yayımlanmaz) (zorunlu)