Egzersizin bilimsel prensipleri

Ne kadar çok (ya da ne kadar az) egzersize ihtiyacınız olduğunu anlamak için sağlığınıza ya da fitness’taki başarılarınıza bakın.

Egzersizin bilimsel prensipleri

Bunlar size aşağıdaki bilimsel prensiplerden hangisinin ya da hangilerinin size uygun olduğunu belirlemenizde yardımcı olacaklardır.

1. Tekrarlar

Bu sizin formva girmenizi sağlamak ya da sağlığınızı korumak için haftada ne kadar egzersiz yapmanız gerektiğiyle ilgili. Sağlıklı olmanız için; uzmanlar haftanın beş günü fiziksel aktivite yapmayı öneriyorlar. Bu belki size çok gibi gelebilir ama unutmamak lazım ki vücudumuz yaklaşık dört milyon yılda gelişimini tamamlamıştır. Ayrıca bizim biyolojik mirasımız göz önünde bulundurulduğunda vücudumuzu şekle sokmak için haftanın beş günü aktif olmamız gerçeği bizi şaşırtmamalı.

2. Yoğunluk

Şiddet Egzersizin şiddeti (yoğunluğu) birçok değişik yolla ölçülebilir. Bu yollardan biri; egzersiz sırasında vücuda alınan ve kaslara giden oksijen miktarını ölçme yolunun kullanıldığı gaz analizi (laboratuarda), bir diğeri ise; jimnastik salonunda değişik aletlerde çalışırken kaydedilen kalp hızının ölçülmesidir. Bunların yanı sıra “Borg Skalasını” kullanarak da bu konuda fikir edinilebilir ki bu da; egzersiz yapan kişiye çalışma anında hissedilebilecek şekilde ne kadar zorlandığını sorma yoludur.

Yapılan egzersizleri çaba isteyenler ve hafif (çaba istemeyenler) şeklinde iki grupta tanımlayabiliriz. Bu tanımlamayı yapmamızda bize yardımcı olan şey ise sizin o anki durumunuzdaki sağlığınız ve fitness’ınıza göre iş yapma gücünüzdür. Eğer siz 10.000 metre bir olimpiyat sporcusuysanız ya da jogginde bir mili dokuz dakikada almayı hafif bir egzersiz olarak yorumluyorsanız, çoğu insan için siz imkânsızı başarmışsınızdır.

Egzersizlerle ilgilenen bilim adamları insan vücudunun egzersiz programlarına nasıl tepki verdiği konusunda birçok şey keşfetmişlerdir. Bunlardan en önemlisi ise sağlıklı olmak için hafif seviyedeki fiziksel aktivitelerin yeterli olduğudur. Birçoğumuz için bu canlı ya da maksatlı yürüyüş demektir. Tekrar etmek gerekirse, canlılık sizin o anki sağlık ve fitness halinize bağlı, fakat bu demek değildir ki; olimpiyattaki yarışçılar gibi yürümek zorundasınız.

3. Devam ve Süreklilik

Bu sizin bir seansta ne kadar süre fiziksel olarak aktif olabileceğinize bağlı bir konudur. Bu aktiflik süresi; 20 yıldan uzun süredir devam eden araştırmalarca sağlığımız o için haftada beş gün, günde en az yarım saat olarak belirlenmiştir.

Bu ilk başta size çok gibi gelebilir ama unutmayız ki; siz sadece hafif egzersizler yapacaksınız; sıkı bir şekilde koşmayacaksınız ya da çaba gerektiren ve saatlerce süren aerobik yapmayacaksınız, siz sadece yürüyeceksiniz. Eğer uzun süreden beri hiçbir şekilde aktivite yapmamışsanız ya da daha yeni başlayanlardansanız; yavaş yavaş başlamanız sizin için en iyisidir. Örneğin en başlarda yapacağınız aktiviteleri haftalara yayabilirsiniz. Ve bunlar da günde beşer dakikalık yürüyüşlerle başlayabilir.

Eğer ne kadar sıkı çalışmanız gerektiğinden emin değilseniz ya da sağlığınız konusunda endişeleriniz varsa size yardımcı olan egzersiz uzmanınızla konuşup, ondan yardım ve tavsiye isteyebilirsiniz. O size gidebileceğiniz ve egzersizlerinizi orada kolayca ve tam size uygun bir şekilde yapabileceğiniz yerler önerebilir, onun deneyimlerine ve donanımlarına güvenin.

4. Hepsini Bir Araya Toplarsak

Vücut ve fiziksel aktivite uzmanları (İngiltere Sağlık Enstitüsü ve Amerika Spor Doktorları Koleji Uzmanları) sağlığımızı korumak ve geliştirmek için haftanın beş günü, günde en az yarım saat fiziksel aktivite yapmamızı öneriyorlar. Burada önemli olan fiziksel aktivitenin ne kadar önemli olduğudur; ne kadar sıkı veya ne kadar hafif olması değil. Ne de olsa ikisi de hiç olmamasından daha iyidir.

Biz tam anlamıyla fiziksel aktivitenin hayatımızdan çıkarılmaya çalışıldığı bir hayat yaşıyoruz. Bizim birtakım çok kullanışlı ve bizim yerimize her şeyi yapan materyallerimiz var; örneğin bizi bir yerden diğerine götüren bir arabamız, oturup ders çalışmamızı ya da iş yapmamızı sağlayan masalarımız var. Okulda ilk olarak öğrenilen şeylerin başında kıpırdamadan 40 dakika oturmak gelir. Bütün bunlardan sonra şöyle bir dönüp bakınca hiç bir şey yapmadan sürekli oturup, yattığımızı görebiliriz.

Büyük sosyal ve kültürel baskı nedeniyle hareketlerimiz engellenmiş dolayısıyla da fiziksel aktivite sayesinde edinebileceğimiz sağlık kazancımız da engellenmiştir. Aslında sağlığımız için inanılmaz çoklukta egzersiz yapmamıza gerek yoktur. Asıl önemli olan azimle, sabırla egzersizlere devam edip, efor sarf etmemizdir. Hareket ettiğiniz sürece, kazanacaksınız.

YORUMLAR

Siz de konu hakkındaki görüş ve düşüncelerinizi bize iletebilirsiniz.

İsim (zorunlu)

E-posta (yayımlanmaz) (zorunlu)